30 Mart 2012 Cuma

Tiramisu (Kupta ve kedidili bisküvisi ile...)


Geçenlerde eşim marketten kedidili bisküvisi almış, “Bir de bununla Tiramisu yaparmısın?” dedi. Çünkü ben genellikle pandispanya ile yaparım Tiramisu’yu. Kedidili bisküvisi ile bu ikinci deneyişim aslında, daha önce eşim askerdeyken “Allah kavuştursun”a gelen misafirlerimiz için yapmıştım ve o zaman eşim askerde olduğu ve onu anmak istediğim için adına ‘’Eray tatlısı’’ demiştim :) Şimdi çok şükür eşim yanımda olduğu için artık tatlıya gerçek adını verebilirim :) Kedidili bisküvisi ile bu ikinci deneyişim demiştim ama bu kesinlikle çok daha güzel oldu. Hem bu sefer kuplarda yapmayı tercih ettim, sunum olarak da gayet güzel oldular... Ben Tiramisu’nun keki ya da bisküvisini nescafe ile bol ıslatılmış olarak seviyorum, kuru kuru hoşuma gitmiyor. Neyse ben artık tarife geçsem iyi olacak...


Malzemeler (6 kişilik):
  • 1 paket kedidili bisküvisi
  • 2 çay fincanı sıcak su
  • 2 yemek kaşığı toz neskafe (ben gold kullandım)
  • 2 yemek kaşığı şeker

Kreması için;
  • 3 su bardağı süt
  • 4 yemek kaşığı un
  • 4 yemek kaşığı şeker
  • 1 paket (200 gr) labne peyniri
  • 1 paket vanilya

Üzeri için;
  • 1 tatlı kaşığı kakao
  • 1 tatlı kaşığı Türk kahvesi


Yapılışı:

Öncelikle krema için, labne ve vanilya hariç tüm malzemeyi (süt, un ve 4 yemek kaşığı şeker) ocakta muhallebi kıvamına gelene kadar sürekli karıştırarak pişirelim. Ocağın altını kapatmaya yakın vanilyasını ilave edip karıştıralım ve ılınması için bir kenara bırakalım. Hafif ılınan muhallebi kıvamındaki kremamıza labneyi ekleyelim ve mikserle 1-2 dakika kadar çırpalım. Bu arada; derin bir kase içinde 2 çay fincanı sıcak su, 2 yemek kaşığı toz neskafe ve 2 yemek kaşığı şeker ile neskafemizi hazırlayalım ve hazırladığımız neskafe ile kedidili bisküvilerini ıslatalım. Muhallebi ve ıslanan bisküvileri birbirine karıştıralım (Karıştırırken bisküviler biraz kırılabilir, sorun değil ama ezmeyin ve kırıklanmış hale getirmeyin). Ve bir kaşık yardımı ile kuplara paylaştıralım. Üzerini süslemek için kakao ve Türk kahvesini bir süzgeç yardımı ile karışımların üzerine serpelim. Soğuması için buzdolabına kaldıralım.

Not: Ben çiğ yumurta kokusunu sevmediğim için kremasını yaparken yumurta eklemiyorum, ama bir çok tarifte konuyor. Bence yumurtaya hiç gerek yok. Hem böyle çok daha güzel ve hafif oluyor. Ama tercih sizin, eklemek isterseniz kremanın yapım aşamasında malzemelere ek olarak 1 adet yumurta ilave edebilirsiniz.

Afiyet olsun...

27 Mart 2012 Salı

Bebek kurabiyeleri (Hoşgeldin Umut...)


Geçtiğimiz haftasonu eşimin yeni doğan kuzeni UMUT’u görmek için Zonguldak/Ereğli'ye gittik. O kadar tatlı bir bebek ki anlatamam (Maşallah, Allah nazarlardan korusun)... Bu arada ben de kurstan sonraki ilk kurabiyelerimi “UMUT” için yapmış oldum. Ailemize hoşgeldin Umut :)  Sağlık, mutlululuk, huzur ve başarı dolu uzun bir hayatın olsun... Ailene, vatanına, milletine hayırlı bir evlat ol inşallah...

İşte bunlar da Umut için yaptığım kurabiyeler...









24 Mart 2012 Cumartesi

Ev poğaçası


Bu poğaçalar hayat kurtarıyor desem abartmış olmam sanırım. Bence herkesin elinin altında bulunması gereken tariflerden. Çünkü hem yapımı çok kolay, hem mayasız, hem de sıvıyağ ile yapıldığı için daha hafif... Aslında bu tarif Yemekbahane’nin yazarı Müge’ye ait . Gerçi Müge’nin blogunda “Annemin peynirli poğaçaları” diye yazıyor. Yani sanırım onun annesine ait bir tarif. Ben de onun sitesinde görüp denemiştim ve o günden bu yana benim de yapmaktan ve yemekten keyif aldığım bir lezzet. Tarif için teşekkürler (http://yemekbahane.blogspot.com). Dün akşam işten geldim ve yemeğimizi yedikten sonra ertesi gün için yemek yapmaya koyuldum. Hazır mutfaktayken bu lezzetli poğaçalardan da yaptım, yapımı gerçekten çok kısa sürüyor. Yemeğim pişene kadar poğaçalar oldu bile :)   Poğaçalardan ertesi gün iş yerine de götürdüm ve arkadaşlarımla afiyetle yedik. Bu poğaça tarifini şu anda Londra’da olan çok sevdiğim arkadaşım Esra’ya ithaf etmiş olayım :)   Beni az dinlemedi işyeri servisinde poğaçalardan, pastalardan bahsederken. Esra’cığım özlemişsindir bu tatları ama döndüğünde sana da yapacağım, söz... Çünkü yaptıklarımdan tatmayı en çok hakedenlerden birisin beni cesaretlendirdiğin ve sabırla dinlediğin için. Canım benim çok teşekkürler...


Malzemeler:
  • 2 yumurta (birinin sarısı üzeri için ayrılacak)
  • 2 tepeleme yemek kaşığı yoğurt
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • Aldığı kadar un
(İç malzeme için; Peynir, zeytin, kıyma vs.)


Yapılışı:
Tüm malzemeyi bir kaba koyalım ve ele yapışmayan bir hamur elde edinceye kadar un ekleyip yoğuralım. Hamurdan küçük parçalar koparıp avucumuzun içinde açalım, iç malzemeden koyalım ve hamurların uçlarını birleştirip yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsisine dizelim. Üzerine ayırdığımız yumurta sarısını sürelim, susam veya çörek otu serpip önceden ısıtılmış fırında kızarana kadar pişirelim.

Afiyet olsun...



Not: Ben üzerine sürdüğümüz yumurta sarısına 1 yemek kaşığı kadar süt ilave ediyorum, yumurtanın yoğunluğunu ve kokusunu alması için.

22 Mart 2012 Perşembe

Çikolatalı, corn flakesli, fındıklı, bademli roches


                            

Çikolata sevmeyen var mıdır?.. Hiç sanmıyorum... Ben, ölçülü bir şekilde tüketildiğinde çikolatanın zararlı olduğunu düşünmüyorum, hatta birçok araştırma da yararlı olduğunu gösteriyor. Çikolata kursuna gittiğimden bu yana evde sürekli çikolata eritip meyve, tatlı, dondurma gibi hemen hemen herşeye bir çikolata ilave etme durumu söz konusu :)  Benim için bu durum kilo açısından zararlı olmaya başlayacak sanırım :(  Biri bana dur desin!.. Haftasonu kendimizi şımartmak için yaptığım roche'ların tarifini paylaşmak istiyorum sizlerle. Ben göz kararı yaptığım için sizlere ortalama bir tarif vereceğim...

Malzemeler:
  • 100 gr. Sütlü kuvertür çikolata
  • 100 gr. Bitter kuvertür çikolata
  • 1 avuç kavrulmuş fındık
  • 1 avuç badem
  • 1 kase corn flakes

Yapılışı:
Çikolataları ayrı ayrı benmari usulü eritelim (bkz. http://www.nasilyap.com/benmari-usulu-cikolata-eritmek/ ) ve sütlü çikolatayı ayrı bir kapta, bitteri ayrı bir kapta olmak üzere fındık, badem ve corn flakes ile karıştıralım. Karışımdan yağlı kağıt üzerine birer tatlı kaşıklık parçalar halinde koyalım. Oda ısısında biraz beklettikten sonra buz dolabına kaldıralım ve iyice soğuyup sertleştikten sonra servis edelim. Afiyet olsun... Tatlı yiyin, tatlı konuşun :)

Not: Badem ve fındıkları çok az kavurdum ve soğuduktan sonra kullandım.


21 Mart 2012 Çarşamba

Kısır


Kısırı bilmeyen, denemeyen yoktur sanırım. Günlerin, çay davetlerinin vazgeçilmezi. İnanmayacaksınız belki ama ben 1-2 sene öncesine kadar kısırı hiç sevmiyordum, çünkü maydanoz yemiyordum. Malum kısır da maydanozsuz pek yapılmaz. Ama yaşım ilerledikçe damak tadım değişmeye başladı ve maydanoz gibi eskiden yemediğim bir çok şeyi artık büyük bir keyifle yiyorum. Ne zamandır kısır yapmak istiyordum zaten ama dün eşim, “canım kısır çekti” deyince bana da hem denemek hem de blogumda yayınlamak için fırsat doğdu :)) İyi ki denemişim gerçekten harika oldu...

Malzemeler:
  • 1 su bardağı ince bulgur
  • 1 su bardağından bir parmak eksik sıcak su
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • Yarım yemek kaşığı biber salçası
  • 1 adet kuru soğan
  • Yarım demet maydanoz
  • 4-5 dal taze yeşil soğan
  • 4-5 yaprak kıvırcık marul
  • 1 tatlı kaşığı pul biber
  • Yeteri kadar tuz
  • Limon
  • Zeytinyağı

Yapılışı:
1 su bardağı bulguru sıcak su ile ıslatıp şişmesi için 10-15 dakika üzeri kapalı olarak bekletelim. Bu arada, kuru soğanı 3-4 yemek kaşığı sıvı yağda kavuralım. Salçalarını ilave edip pişirmeye devam edelim. Pişirdiğimiz malzemeyi şişen bulgurlara ekleyelim. Pul biberini, tuzunu ilave edip karıştıralım. Son olarak maydanoz, taze yeşil soğan, marul ve limonu ilave edip tekrar karıştıralım. Damak tadınıza göre nar ekşisi ve zeytinyağı ilave edebilirsiniz. Kısırımız servise hazır :)

Afiyet olsun...


20 Mart 2012 Salı

Zeytinyağlı pazı sarması


  
Pazı sarması bizim evde pek yapılmazdı, çünkü benden başka yiyen yoktu. Ama annem bazen benim için çok az yapardı. Yemeye doyamadığım bir lezzet gerçekten. Bir de bizim evde hatta ailede zeytinyağlı dolmalara salça hiç konmaz. Ben de tam tersine salçalı severim. Bir de başkasının yaptığı hep daha tatlı gelir ya çocuklara, bana da öyle gelirdi. “Biz niye hiç salçalı yapmıyoruz dolmaları? Öyle daha güzel oluyor” diye söylenir dururdum anneme :)   Neyse ki pazı sarmasını eşim de çok seviyor ve artık yemekleri ben yaptığım için dolmayı salçalı yapabiliyorum :)   Şimdi, bu hafif ve yapımı son derece kolay tarifi sizlerle de paylaşmak istiyorum...

Malzemeler:
  • 4 demet pazı
  • 2 adet soğan
  • 1,5 su bardağı pirinç
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • Yarım yemek kaşığı biber salçası
  • 1 tatlı kaşığı kuru nane
  • 1 tatlı kaşığı pul biber
  • Yarım tatlı kaşığı isot (isteğe bağlı)
  • Yarım çay kaşığı karabiber
  • 1 tatlı kaşığı şeker
  • Yeteri kadar tuz
  • Yarım çay bardağı sıvıyağ

Yapılışı:

Pazıların haşlanması;
Tencereye suyu koyup kaynatmaya başlayalım. Yıkadığımız pazıları kaynamakta olan suya koyalım, alt üst edip bekletmeden çıkaralım ve bir süzgeçe koyup soğumaya bırakalım.

İç malzemenin hazırlanışı;
Küp küp doğradığımız soğanları 3-4 yemek kaşığı sıvı yağda kavurmaya başlayalım. Tuzunu, şekerini ilave edip soğanlar pembeleşinceye kadar kavuralım. Pirinci yıkayıp tencereye ekleyelim ve tane tane oluncaya kadar kavurmaya devam edelim. Salçasını ilave edelim. Yarım su bardağı su ekleyip altını kısalım ve pirinçler diri kalacak şekilde suyunu çekene kadar pişirelim. Ocağı kapattıktan sonra baharatlarını ilave edip soğumaya bırakalım. Pazılarımızı tezgaha serelim, iç malzemeden her yaprağa bir tatlı kaşığı koyup, yanlarını kapatıp saralım ve tencereye dizelim.

Sarmayı pişirmek için;
Tencereye dizdiğimiz sarmaların üzerini geçmeyecek kadar su (yaklaşık 1,5-2 su bardağına yakın), az miktarda tuz ve yarım çay bardağı sıvı yağ ekleyip su kaynayana kadar normal, su kaynadıktan sonra kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirelim. Bu arada dolmaların dağılmaması için üzerine bir tabak kapatalım. Pişen dolmalarımızı soğuttuktan sonra servis edebilirsiniz. (Tercihen limon sıkarak da servis edebilirsiniz).


NOT: İsterseniz sarmaya dolmalık fıstık, kuş üzümü, yeni bahar gibi damak tadınıza uygun bir takım eklemeler yapabilirsiniz. Biz dolmayı bu haliyle daha çok sevdiğimiz için ben böyle yaptım, tercih sizin.

Afiyet olsun...

16 Mart 2012 Cuma

Geleneksel kadayıf tatlısı


Kadayıf tatlısı asla hayır diyemeyeceğim tatlılardan biri, gerçekten çok severim. Çocukken anneannem kadayıf tatlısı yaparken başından hiç ayrılmaz, nasıl yaptığını seyrederdim. Çünkü anneannem, özellikle misafir için yapıyorsa küçük bir kasenin içine bir miktar kadayıf, üzerine fındık, sonra yine kadayıf koyup kaseyi tepsiye ters çevirerek porsiyonlar halinde yapardı kadayıfı. Bu da bana ilginç gelirdi nedense. Aslında bende onun yaptığı gibi yapacaktım ama, bu tatlıyı işten gelip yapınca işin birazcık kolayına kaçtım :) Ama öyle de deneyeceğim. Şimdi gelelim tarifimize...

Malzemeler:
  • 600 gr yaş kadayıf
  • Yarım su bardağı tereyağ (eritilmiş)
  • Yarım su bardağı sıvıyağ
  • 1 kase ceviz (iri çekilmiş)
     Şerbeti için;
  • 4 su bardağı su
  • 4 su bardağı şeker
  • 3-4 damla limon

Yapılışı:
Öncelikle şerbetimizi hazırlayalım; şeker ve suyu kaynatalım, ocaktan almak üzereyken limon suyunu ilave edelim ve soğumaya bırakalım. Daha sonra kadayıfımızı bir kaba alalım, üzerine eritilmiş tereyağ ve sıvı yağımızı ilave edip tel tel açarak her yerine yedirelim. Tereyağıyla hafif yağladığımız tepsiye kadayıfımızın yarısını serelim ve üzerine sıkıca bastıralım (bastırma işlemi için küçük boy bir tepsiden yararlanabilirsiniz). Çekilmiş cevizlerimizi serpip kalan kadayıfımızı da üzerine serelim ve yine iyice bastıralım. Tepsiyi fırına verip altı üstü kızarana kadar pişirelim. Kadayıflarımız fırından çıkınca, soğuyan şerbetimizi heryerine eşit dağılacak şekilde dökelim. Soğuduktan sonra yanında kaymak veya dondurma ya da isterseniz sade olarak servis edebilirsiniz. Ben daha hafif olduğu için dondurmayı tercih ediyorum.

Afiyet olsun...

15 Mart 2012 Perşembe

Muhteşem bir lezzet: İncirli tatlı



Bu tatlı gerçekten inanılmaz!.. :)  Blogları gezerken Yasemin Mutfakta’da (http://yaseminmutfakta.blogspot.com/) görmüştüm bu tatlıyı. Aslında baya ilgimi çekmişti ama nedense cesaret edip deneyememiştim.  Aşure için aldığım kuru incirler artınca bu tatlıyı denemeye karar verdim ve sonuç harikaydı :)  O gün bugündür sık sık yapıyorum. İlk yaptığımda tesadüfen babam bize gelmişti ve çok beğendi, hatta tarifini bile aldı benden :)  Kısacası bizim etrafımızda bu tatlı, yiyen herkes tarafından oldukça beğeni topladı ve herkesten tam not aldı. Yapımı gayet kolay, lezzeti ise harika :)  Eminim siz de çok beğeneceksiniz. Ben çok küçük oynamalar yaptım  ve tarifi kendi yaptığım haliyle paylaşıyorum sizlerle...

Malzemeler:

      Keki için;
  • 7 adet küçük doğranmış kuru incir (incirleri biraz ıslatabilirsiniz)
  • 2 adet yumurta
  • 1 su bardağı ceviz (iri çekilmiş)
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu

Şerbeti için (şerbet soğuk olacak, kek sıcakken üzerine dökülecek);
  • 1,5 su bardağı soğuk su
  • 1 yemek kaşığı granül (toz) neskafe (gold kullandım)
  • Yarım su bardağı şeker

Muhallebisi için;
  • 2 yemek kaşığı nişasta (ben buğday nişastası kullandım)
  • 2 yemek kaşığı un
  • 3,5 su bardağı süt
  • 4 yemek kaşığı şeker
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
  • 1 paket toz krem şanti

  
Yapılışı:

Kek: Yumurta ve şekeri iyice çırpalım. Un ve kabartma tozunu birlikte eleyelim ve karışıma ilave edip çırpmaya devam edelim. İncirleri ve cevizleri de ilave ettikten sonra bir kaşık yardımıyla karıştırıp, karışımı çok hafif yağlanmış dikdörtgen bir borcama dökelim ve 140 derecede pişirelim. Düşük derecede piştiği için biraz uzun sürüyor (kürdan testi yaparak pişip pişmediğini kontrol edebilirsiniz, piştiğinde kuru bir görüntüsü oluyor). Kekimiz pişerken biz muhallebimizi yapalım.

Muhallebi: Krem şanti ve tereyağ dışındaki tüm kuru malzemeyi bir tencereye koyalım. Ocağın altını açalım ve yavaş yavaş sütünü ilave edip muhallebi kıvamına gelene kadar sürekli karıştırarak pişirelim. Ocağın altını kapatmadan tereyağını koyalım ve karıştırıp ocağı kapatalım, biraz ılınmaya bırakalım. Ilınan muhallebiye krem şantiyi de ilave edip çırpalım ve soğumaya bırakalım.

Şerbet: Bir kasede soğuk su, şeker ve toz neskafeyi karıştıralım ve fırından çıkan sıcak kekin üzerine kürdanla delikler açıp, soğuk şerbeti dökelim.

Soğuyan muhallebiyi de kekin üzerine dökelim ve buzdolabında soğumaya bırakalım. Üzerine tarçın ve çekilmiş ceviz serperek ikram edebilirsiniz.

Afiyet olsun…

Not: Benim fırınım 140 derecede oldukça iyi sonuç veriyor. Genelde ben hamur işlerini hep 150-160 derecede yapıyorum. Sizin fırınınızın da pişirme derecesi değişebilir bu sebeple kek pişirdiğiniz derecenin 10-15 derece altında pişirebilirsiniz.

13 Mart 2012 Salı

Sodalı bayatlamayan poğaça


Bu haftasonu, kahvaltı için birşeyler yapmak üzere sabah yine kolları sıvadım… Aslında amacım poğaça hamurunu hazırladıktan sonra mayalanması için bir kenara bırakmak ve biraz daha uyumaktı. Tam herşeyi yaptım ununu ilave edeceğim bir de baktım ki yeterli un yok… Ne yapacağımı şaşırdım ama yapılacak tek şey marketin yolunu tutmak olacaktı. Ee ben de öyle yaptım tabi ama malesef bu hafta sonu da uykumu poğaçalara feda ettim J  Bu durumdan ben değil ama eşim oldukça şikayetçi. “Bir hafta sonun var onda da sabah sabah kalkıp kendini yoruyorsun” diye söyleniyor bana. Ama dedim ya ben hiç şikayetçi değilim. Mutfakta vakit geçirmeyi seviyorum ne yapayım J  Siz de benim gibi hafta sonu sevdiklerinize güzel, lezzetli poğaçalar yapmak isterseniz işte tarifi...

Malzemeler:
  • 1 bardak ılık süt
  • 2/3 su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı soda (maden suyu)
  • 2 yemek kaşığı şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 paket yaş maya (Ben instant maya kullandım)
  • 3 - 3,5 su bardağı kadar un
  • 1 yumurta sarısı (üzerlerine sürmek için)
  • Susam ve/veya çörekotu

(İçi zeytinli, kaşar peynirli, beyaz peynirli, kıymalı, patatesli veya sade olabilir).

Yapılışı:
  • Öncelikle unun yarısını geniş bir kabın içine koyun. Şekeri, tuzu ve instant mayayı da koyup unla karıştırın. Daha sonra ortasını havuz gibi açıp sütü, sıvı yağı, sodayı koyun. Eğer yaş maya kullanacaksanız ılık süt ile ezip öyle koyun. Tüm malzemeyi karıştırın ve kalan unu yavaş yavaş ilave edin.  Ele yapışmayan yumuşak bir kıvam elde edince un eklemeyi bırakın. Hamurun mayalanması için üzerine nemli bir bez örterek 1 saat kadar mayalandırın.
  • Mayalanan hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elinizle yuvarlayın, ortasına istediğiniz iç harçtan koyarak elinizle kenarları birleştirip yuvarlayın.
  • Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine aralıklarla dizip üzerlerine yumurta sarısı sürün (isterseniz benim yaptığım gibi yumurtayı sürdükten sonra çatalla üzerlerini çizin). Susamı ve/veya çörek otunu üzerlerine serpin.
  • Önceden ısıtılmış fırında altları ve üstleri kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun...

9 Mart 2012 Cuma

Zeytinyağlı yer elması


Açıkcası, yer elmasını ilk defa geçen hafta iş yerinin yemekhanesinde yedim. O nasıl bir lezzet!.. Arkadaşım da, ben de bayıldık bu tada J  Hemen araştırmalara koyuldum nasıl yapılıyor diye. Ama asıl yemekhanedeki ustaya sormam lazımdı, çünkü onun yaptığının lezzetini beğendim. Bir püf noktası falan var mıydı öğrenmeliydim… Nitekim yemekhanemizin zeytinyağlılarından sorumlu Umut ustayı bulup yapılışını bana anlatmasını rica ettim. Sağ olsun kırmadı ve gayet güzel anlattı. Ben de onun dediklerini aynen uyguladım. Artık yeni bir zeytinyağlı çeşidim olmuş oldu. Hem lezzetli hem de son derece sağlıklı olan bu yemeğin tarifini sizlerle de paylaşmak istedim, umarım beğenirsiniz…

Malzemeler:
  • 1 kilo yer elması
  • 1 adet havuç
  • 1 orta boy soğan
  • 2 adet kesme şeker
  • 1-2 diş sarımsak                 
  • Sıvıyağ
  • Yeteri kadar su


Yapılışı:
Yer elmalarını güzelce yıkadıktan sonra soyalım ve soyduklarımızı içi su dolu bir kaba koyalım (kararmaması için). Yemeklik doğradığımız soğanlarımızı bir miktar yağ ile pembeleşinceye kadar kavuralım ve küp ya da halka şeklinde doğradığımız havuçları da ilave edip onları da çok az kavuralım. Daha sonra üzerine (çok fazla olmamak kaydı ile) su ilave edip kaynamaya bırakalım. Su kaynadıktan sonra, eğer havuçlarımız da yumuşadıysa yer elmalarını ekleyip kısık ateşte pişmeye bırakalım. Bir çatal yardımı ile pişip pişmediğini kontrol edebilirsiniz.

Not: Yer elmaları çok çabuk piştiği için kaynamakta olan suya atıyoruz. Yoksa havuçların pişmesini beklerken dağılabilirler. Eğer elmalarımız büyükse 1-2 parçaya bölebiliriz. Ben marketten alırken genelde küçüklerini seçtim hem soyması kolay oldu hem de görüntü olarak daha hoş oldular.

Afiyet olsun...

7 Mart 2012 Çarşamba

Fırın sütlaç


Sütlaç, en sevdiğim sütlü tatlıdır ve bizim evde sık sık yapılır. Tabi tarçınlısının da tadı yabana atılamaz. Onun yeri başka zaten. Bu sütlaçları yaparken eşim, "hepsini fırına koyma, bazıları tarçınlı olsun" dedi. Ben de onun istediği gibi yarısını fırınladım yarısını da tarçınlı yemek üzere ayırdım. İşte bu enfes geleneksel sütlü tatlımızın tarifi…

Malzemeler (8 adet güveç kase için):
  •    1,5 litre süt
  •    Yarım su bardağı pirinç
  •    2 su bardağı toz şeker (tercihe göre biraz azaltılabilir)
  •    2 yemek kaşığı buğday nişastası
  •    1 paket vanilin

Yapılışı:
Öncelikle pirinci iyice yıkayalım ve küçük bir tencereye alıp, üzerini geçecek kadar su ile haşlayalım. Bu arada sütümüzü de ocağa koyup ısıtmaya başlayalım. Pirinç iyice yumuşadıktan sonra ısınmaya başlayan süte ilave edelim ve kaynamaya bırakalım. Sütümüz hafif kaynamaya başladığında ayrı bir kasede 2 yemek kaşığı nişastayı biraz soğuk su ve süt ile açalım ve kaynamakta olan süte ilave edelim. Daha sonra şekeri ve vanilyasını koyup iyice karıştırdıktan sonra (şeker iyice eridiğinde) ocaktan alıp kaselere paylaştıralım. Tercihe göre üzerlerine tarçın serpelim.

Fırında yapmak isterseniz;
Fırın tepsisinin içine 1-2 parmak su koyup ısıya dayanıklı sütlaç kaselerini tepsiye yerleştirelim. Önceden 200 dereceye getirdiğimiz fırında üzerleri kızarana kadar bekletelim. Oda ısısında soğuttuktan sonra buzdolabına koyup, soğuk olarak servis edelim.

Afiyet olsun...





Avcı böreği


Bu enfes börekleri içli köfte yaptığım gün, köftenin artan iç malzemesiyle yaptım. Aslında avcı böreğinin orijinalinde iç malzemeye bulgur da ilave ediliyor ama ben zaten kalan malzemeyi kullandığım için ilave etmedim. Fakat daha sonra özellikle bu böreği yapacağım zaman onu da deneyeceğim. Ben kendi yaptığım ölçüleri vereceğim. Ve şimdi bu son derece kolay tarifi paylaşma zamanı…



Malzemeler (8 tane için):
  •     1 adet yufka
  •     150 gr. kıyma
  •     Yarım soğan (yemeklik doğranmış)
  •     Karabiber, isot, tuz, ceviz
  •     Galeta unu
  •     1 yumurta, yarım çay bardağı süt, yarım çay bardağı yoğurt, yarım çay bardağı sıvı yağ (böreği ıslatmak için)
  •     Kızartmak için sıvı yağ

Yapılışı:
Öncelikle soğanımızı ve kıymamızı çok az yağda kavuralım. Daha sonra baharatlarını ilave edip kavurmaya devam edelim, en son cevizleri de ilave edip altını kapatalım. Yufkayı tezgaha alalım ve sekiz eşit üçgene bölelim. Yufkalarımızın geniş kısmına iç harcımızdan bolca koyup sigara böreği sarar gibi saralım. İsterseniz benim yaptığım gibi direkt olarak bol yağda kızartabilirsiniz ya da önce sütlü karışıma daha sonra galeta ununa bulayarak da kızartabilirsiniz. Ya da aynı şekilde fırında da üzerleri kızarana kadar pişirebilirsiniz, tercih sizin J

Not: Yufkayı ıslatmak için yumurta, yoğurt, süt ve sıvı yağ karışımından hazırlayıp yufkanın her yerine sürebilirsiniz, ben fırında yaptığım hemen hemen her böreğime bu karışımdan sürüyorum. Bu börekleri kızartmayı tercih ettiğim için karışımdan hazırlamadım. Ben evde kalan yufka ve iç malzemeyi değerlendirmek için bu ölçülerle yaptım ama siz kişi sayısına göre malzemeleri arttırabilirsiniz.

Afiyet olsun...

6 Mart 2012 Salı

İçli köfte



Bu haftasonu mutfakta bolca vakit geçirme şansım oldu. Böyle giderse kilo almam kaçınılmaz L  Mutfakta kendimi gerçekten çok iyi hissediyorum. Ortaya çıkan farklı ve güzel lezzetler beni çok mutlu ediyor J  Sürekli birşeyler pişirmeliyim... En azından pratik bir kek, börek, poğaça birşey yapmalıyım... Geçenlerde yine böyle bir tutku ile marketten içli köfte yapmak için aldığım malzemelerim dolabı her açtığımda “hadi” der gibi bana bakıyorlardı sanki. Ben de bu haftasonu yapılacaklar arasına içli köfteyi de koyabildim nihayet. İçli köfteyi ilk defa yapıyorum ama sanırım bundan sonra sık sık yapacağım. Tek sıkıntım dışının biraz kalın olmasıydı ama el alışkanlığı kazandıkça onun da iyi olacağını düşünüyorum. Bu tarif sevgili Müge ablaya ait (hunerlibayanlar.blogspot.com). Benimkiler onunki kadar albenili olmadılar sanırım ama yılmak yok çalışmaya devam :)  Ben ölçüleri kendimize göre değiştirdim, bir de dış harcı için patates koymadım ama bir sonraki denememde kesinlikle patatesi de kullanacağım. Artık tarife geçsem iyi olacak…

Dış Harcı için Malzemeler (10 tane için):
  •   1,5 su bardağı ince bulgur
  •   1 adet rendelenmiş kuru soğan
  •    80 gr. kıyma
  •    1,5 yemek kaşığı pul biber
  •    1 yemek kaşığı irmik
  •    1 yemek kaşığı un
  •    Yarım tatlı kaşığı tuz
İç Malzemesi:
  •     300 gr. kıyma
  •     250 gr. kuru soğan
  •     Pul biber
  •     Karabiber
  •     İsot
  •     Tuz
Yapılışı:

Bulguru yarım su bardağı sıcak su ile ıslatıp yumuşatalım. Rendelenmiş soğanı, kıymayı ve pul biberi de katıp yoğuralım. Daha sonra irmiği, un ve tuzu da ekleyip iyice yoğuralım (yumuşak bir kıvam olmalı, benimki biraz katı oldu bu yüzden şekil vermekte biraz zorlandım).
İç malzeme için; kıymayı ve yemeklik doğradığımız soğanı bir tavada kavuruyoruz. Tuz, karabiber ve isotu eklediklten sonra biraz daha kavuralım. Altını kapattıktan sonra cevizleri de ilave edip soğumaya bırakalım. Hamurdan mandalina büyüklüğünde parçalar koparıp arada ellerimizi ıslatarak yavaş yavaş avuç içimizde döndürerek içini oyalım ve iç malzememizden bir yemek kaşığı kadar koyup yine arada ellerimizi ıslatarak yuvarlayıp ucunu kapatalım. Bol ve kızgın yağda arada karıştırarak kızartalım.


Afiyet olsun...


2 Mart 2012 Cuma

Vişneli puding dolgulu muffin



Bu harika muffinleri "Yasemin Mutfakta" blogunda (http://yaseminmutfakta.blogspot.com) görüp denedim ve gerçekten çok güzel oldular. Hatta eşimin akrabalarına da yemek kısmet oldu ve onlar tarafından da oldukça beğenildi :)   Yasemin hanım, 30 adet için ölçü vermişti, ama benim muffin kalıbım 12’lik olduğundan ölçüleri ona göre azaltarak yaptım ve kendi yaptığım ölçüleri paylaşacağım sizlerle…

Malzemeler (12 adet muffin için) :
  • 1 adet yumurta (oda ısısında)
  • 1/2 su bardağı şeker
  • 1/2 su bardağı sıvı yağ (ben fındık yağı kullandım)
  • 2/3 su bardağı yoğurt veya süt (ben yoğurt kullandım)
  • 2,5 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 3 yemek kaşığı kakao
  • 1/2 çay kaşığı karbonat

 İç dolgu malzemesi için;
1 paket Dr. Oetker Gourmet Çikolatalı Vişneli Puding

Üst süslemesi için;
·           1 paket krem şanti

Yapılışı:
  • Yumurta ve şekeri derin bir kapta çırpın. Sıvıyağ ve yoğurdu ilave edip şeker eriyinceye kadar çırpmaya devam edin.
  • Un, kakao, kabartma tozu, vanilin ve karbonatı birlikte eleyin ve yumurtalı karışıma ekleyin ve karışım birbirine karışana kadar çırpmaya devam edin.
  • Kalıplarımıza Muffin kağıtlarımızı yerleştirdikten sonra, kalıpların 2/3’ünü dolduracak şekilde karışımı paylaştırın ve muffinleri önceden ısıtılmış fırında pişirin (Her fırın aynı derecede pişirmediği için derece belirtmedim. Kürdan testi ile test edip kürdan temiz çıkana kadar pişirmeye devam edin).
  • Kekleriniz fırında pişerken pudingi üzerindeki tarife göre hazırlayın. Soğumaya bırakın (kabuklanmaması için arada karıştırabilirsiniz).
  • Krem şantiyi de soğuk sütle çırpın.
  • Bu arada pişen kekleri de soğumaya bırakın ve soğuyan keklerin üzerini bir bıçakla enlemesine kesin. Bu sayede muffinlerin üstü dümdüz olacak.
  • Üstlerini kestiğimiz muffinlerin ortasını bir kaşık yardımıyla oyalım ve içine pudingten koyalım (Krem şantinin daha güzel görünmesi için kestiğim keklerden pudingin üzerine bir miktar koydum).
  • Hazırladığınız krem şantiyi krema sıkma tüpüyle alıp muffinlerin üzerine sıkalım (Kestiğimiz muffinlerden birazını rondodan geçirip krem şantinin üzerini süslemek için kullanabilirsiniz).
Not: Artan kekleri de rondodan geçirip dolapta saklayabilir ve daha sonra truff yapımında ya da başka şekilde değerlendirebilirsiniz.

Afiyet olsun...