21 Ocak 2013 Pazartesi

Kızılcık tarhanası çorbası

Bu çorbayı ilk olarak kayınvalidemlerde tattım. Daha önce tadını hiç bilmediğim bir çorbaydı ve ben baya bir ön yargılıydım. Ama ilk tadışta gerçekten çok beğendim. Bu arada eşimin de en çok sevdiği çorbalardan biri kızılcık tarhanası... Eşim Düzce/Akçakoca’lı olduğu için orada çok sık yapılan bir çorbaymış. Nasıl yapıldığını internette biraz araştırdıktan sonra, kayınvalideme de sordum ve aynen uyguladım. Sonuç en az onunki kadar güzeldi...

İnternette tarifini araştırırken kızılcığın faydalarına da baktım biraz. Bolu-Düzce yemek kültüründe ayrı bir yeri olduğunu ve ilaç niyetine de kullanıldığını okudum. Ayrıca soğuk algınlığı ve gripten de koruduğu yazıyordu. Mideniz mi bulanıyor, kendinizi halsiz mi hissediyorsunuz, hemen bir tabak bu çorbadan yiyin ve görün etkisini... Gerçekten inanılmaz!.. Kızılcık tarhanası çorbasının biraz ekşimsi bir tadı, pembemsi bir rengi ve mis gibi bir kokusu var.

Hatta o yörede kızılcıkla ilgili anlatılan şöyle bir hikaye de var:


Hızır Aleyhisselam Dörtdivan-Tekke sırtlarına gelmiş, Bolu’ya da şifa vermek için gelecek iken yoldan geri dönmüş. Soranlara da demiş ki; “Onların bana ihtiyacı yok. Oranın şifası zaten tüm arazide bulunan kızılcık ağaçlarıdır”...

Kıssadan hisse... Sanırım bu hikaye, kızılcıktan yapılan bu çorbanın ne kadar sağlıklı ve şifa dolu bir çorba olduğunu anlatmak için yeterlidir. Eğer siz de denemek isterseniz işte tarifi...

Malzemeler:
  • 5 yemek kaşığı kızılcık tarhanası
  • 5 su bardağı su
  • 2 adet orta boy domates
  • 2-3 diş sarımsak (damak tadına göre artırılabilir)
  • Biraz sıvıyağ
  • 1-2 yemek kaşığı sirke
  • 1 adet soğan
  • Tuz

Yapılışı:

Öncelikle domatesleri ve sarımsakları rendeleyelim ve bir miktar sıvıyağda kavuralım. Bu sırada sirkeyi de ilave edebilirsiniz. Beş su bardağı suyu üzerlerine ekleyelim. Su kaynadıktan sonra ayrı bir yerde tarhanayı bir bardak su ile açalım ve bir adet bütün soğanla birlikte kaynayan suya ilave edelim. Sürekli karıştırarak kaynatalım. İyice kaynayan ve kıvama gelen çorbaya tuzunu da ilave edip altını kapatalım ve bütün soğanı içinden alalım. Üzerine karabiber serperek servis edebilirsiniz.

Şifa olsun...

14 Ocak 2013 Pazartesi

Mücver


Mücver tarifini epeydir yayınlamak istiyordum ama hem resimleri olmadığından hem de uzun süredir evde kızartma yapmadığımdan bir türlü paylaşamadım... Gerçi fırında da yaptığım oluyor ama kızartması daha cezbedici :)   Mücverin yapımı son derece kolay ve bence kızartılması dışında çok da sağlıklı. Kızartmak istemezseniz fırında da hemen hemen aynı lezzeti yakalayabilirsiniz. Eğer siz de benim gibi mücver yemekten bıkmayanlardansanız buyurun tarifi...

Malzemeler:
  • 3 adet orta boy kabak
  • 2 adet yumurta
  • 1 demet taze soğan
  • 1 demet dereotu
  • 2 buçuk kahve fincanı un
  • Karabiber
  • Tuz
  • Sıvıyağ (kızartmak için)

Yapılışı:
Kabaklarımızı yıkadıktan sonra üzerini kazıyıp rendeleyelim ve fazla suyunu sıkalım. Dereotu ve taze soğanı ince ince kıydıktan sonra yumurta, un, tuz ve karabiberle birlikte, rendelenen kabaklara ilave edip güzelce karıştıralım. Bir kaşık yardımıyla harcımızdan bir miktar alıp kızgın yağda önlü arkalı kızartalım. Mücverimiz hazır :)

Dilerseniz yanında yoğurtla (sarımsaklı veya sarımsaksız) servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun...

2 Ocak 2013 Çarşamba

Hoşgeldin 2013 :)

2013'ün hepimize bol bol sağlık, bol bol mutluluk, bol bol huzur, bol bol başarı ve bol kazanç getirmesi dileğiyle...


YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN :)

Elmalı tart (veya turta)

Eşimin elmalı kurabiyeyi veya elmalı tartı ne kadar çok sevdiğinden bahsetmiştim sanırım. Bu sebeptendir ki, yine hep denemek istediğim elmalı tartı haftasonu çok yorgun olmama rağmen, eşimi de mutlu etmek için yaptım. Onun eve geldiğinde sevinçle “Aaa elmalı tart!” deyişi, tüm yorgunluğumu alıp götürdü desem abartmış olmam sanırım :)   Yedikten sonraki olumlu tepkisi de ayrı bir keyifti tabi ki benim için :)

Malzemeler:
  • 110 gr. tereyağı (oda sıcaklığında)
  • 1 çay bardağı yoğurt
  • 1 çay bardağı pudra şekeri
  • 1 adet yumurta
  • 1 paket kabartma tozu
  • 3 su bardağı un
     İç harcı için:
  • 4 adet orta boy elma
  • 1,5 tatlı kaşığı tarçın
  • 1,5 çay bardağı şeker
  • Dilerseniz bir miktar ceviz de ekleyebilirsiniz.
Yapılışı:
Öncelikle elmaları soyup rendeleyelim. Teflon tavada elmaları, şekeri ve tarçını elmalar suyunu salıp çekene kadar pişirelim. Pişen elmaları daha sonra hafif karamelize edelim. İç harcımızı soğumaya bırakıp hamurumuzu hazırlayalım. Un ve kabartma tozu dışındaki malzemeleri bir kaba alıp iyice karıştıralım. Daha sonra unu ve kabartma tozunu yavaş yavaş ilave edip ele yapışmayan bir hamur elde edelim. Hamurdan bir parça alıp ayıralım (üzeri için). Kalan hamuru tart kalıbımıza eşit miktarda yayalım ve üzerine soğuyan harcımızı yine eşit miktarda dağıtalım. Son olarak, üzeri için ayırdığımız hamuru ister rendeleyerek, isterseniz de benim yaptığım gibi biraz açtıktan sonra şerit halinde keserek üzerine kafesler oluşturabilirsiniz. Tamamlanan elmalı tartımızı önceden ısıtılmış fırında hafif pembeleşinceye kadar pişirelim. Soğuyan tartımızın üzerine pudra şekeri serperek servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun...

20 Aralık 2012 Perşembe

Supangle (ev yapımı)

Haftasonu ailece dışarıda güzel bir kahvaltı yaptık :)   Arada hep birlikte birşeyler yapmayı seviyorum... Kahvaltıdan sonra tatlı olarak supangle yerken bu tatlıyı neden evde denemediğimi düşündüm ve eve gelir gelmez ilk işim internetten supangle tariflerini araştırmak oldu. Birkaç tarife baktıktan sonra kafamda bir standart belirleyip yaptım supangleyi... Lezzet olarak dışarıda yediklerimizden hiç farkı olmayan bir tat çıktı ortaya :)   Bu tarifle içinde katkı maddeleri olmayan sağlıklı ve leziz bir tatlı yapmak mümkün... Bu arada, malesef kış geldiğinden bu yana istediğim gibi resimler çekemiyorum. Resimler için lütfen kusuruma bakmayın. İşte gerekli olan malzemeler ve tatlımızın yapılışı...

Malzemeler:
  • 4 su bardağı süt
  • 1 su bardağı şeker
  • Yarım su bardağı un
  • 4-5 tatlı kaşığı kakao
  • 80 gr. bitter çikolata
  • Bir kaç dilim kek (kaselerin dibine koymak için)

Yapılışı:
Bitter çikolata haricindeki tüm malzemeyi tencereye koyup orta ateşte sürekli karıştırarak pişirmeye başlayalım. Hafif kaynayınca çikolatalarımızı da ilave edip karıştırmaya devam edelim. Kaynadıktan ve koyu bir kıvam aldıktan sonra ocağın altını kapatalım. Bu arada kaselerin tabanına koyduğumuz birer dilim keki sütle hafif ıslatalım ve üzerlerine bir kepçe yardımı ile supanglemizi paylaştıralım. Son olarak soğuduktan sonra üzerine hindistan cevizi, fındık, fıstık veya krema ile süsleyerek servis edebilirsiniz.

Not: Bazı tariflerde yumurta da koymuşlardı ama ben koymadım ve bence hiç de gerek yok.

Afiyet olsun...


3 Aralık 2012 Pazartesi

Kavurma...

Bu tarif epeydir bekliyor yayınlanmak için ama malesef araya başka tarifler girdi, kısmet bugüneymiş :)  Et yemekleri ile aram çok iyi olmadığından mıdır artık bilemiyorum ama et pişirmeyi tam anlamıyla beceremiyorum :)   Kendimce en kolay yolu, düdüklüye koyup haşlamak... Ne yazık ki ciddi bir demir eksikliği sorunum olduğu için bu aralar sık sık tüketmem gereken yiyecekler arasında et. Bir çok erkek gibi eşim de ete ve özellikle de kavurmaya bayılır. Benden kavurma yapmamı isteyince “Yapabilir miyim acaba?” diye endişelenirken, gerçekten en az annemin yaptığı kadar lezzetli bir kavurma çıktı ortaya :)   Benim gibi et pişirme konusunda acemi olanlara bir faydası olursa ne mutlu bana...

Malzemeler:
  • Yarım kilo kusbaşı dana eti
  • Sıcak su
  • 1-2 yemek kaşığı tereyağ
  • Tuz

Yapılışı:
Öncelikle etimizi tencereye koyalım ve kısık ateşte suyunu salıp çekene kadar pişirelim. Suyunu çektikten sonra hala pişmemişse biraz sıcak su ekleyip pişirmeye devam edelim. İstediğimiz yumuşaklığa geldiğinde tereyağını ilave edip kavuralım. Son olarak tuzunu da ekledikten sonra ocağımızı kapatabiliriz.

Afiyet olsun...




29 Kasım 2012 Perşembe

Aşure...

Evet, Muharrem ayı yani nam-ı diğer aşure ayı geldi... Eşim ve ben aşureyi gerçekten çok seviyoruz. İki senedir aşure yapıyorum ve hatta bu sene fazla fazla yapıp babamla memleketim Ordu'ya bile gönderdim :)
Buyurun aşure tarifine...






Malzemeler:
  • Yarım kilo buğday
  • 1 su bardağı nohut
  • 1 su bardağı fasulye
  • 1 çay bardağı kuru üzüm
  • 6-7 adet kuru incir (biraz daha konabilir ama rengini karartır diye beni korkuttukları için ben az koydum)
  • 200 gr kadar kuru kayısı (gün kurusu ve kükürtlü dedikleri sarı olanı karıstırarak yaptım)
  • Bir çimdik tuz
  • 1 tatlı kaşığına yakın tarçın (Pişerken buğdayın içine konulacak)
  • Su
  • 7-8 adet karanfil
  • 1 kg şeker
  • İsteğe göre 1-2 çorba kaşığı gül suyu (ben koymadım)

Yapılışı:
Bir gece önceden buğdayı suya koydum. Ertesi gün akşam işten döndüğümde (yaklaşık 20 saat kadar suda kaldı buğday, ama 8-9 saat yeterli olacaktır) suyunu değiştirip üzerini dört parmak geçecek kadar su ile ateşe koydum. Ara ara karıştırarak pişirmeye başladım ve suyu azaldıkça da sıcak su ilave ettim. Yaklaşık olarak 1 saat 15 dakikada buğdaylar pişti. Ondan sonra, içine nohut ve fasulyeleri ilave edip 5-10 dakika kadar daha pişirmeye devam ettim.

Bu arada küp küp doğradığım kayısıları, incirleri ve kuru üzümleri bir kaç sefer yıkadım ve ayrı bir tencerede incir, kuru kayısı, kuru üzüm ve karanfilleri üzerini çok az geçecek kadar su ile bir taşım pişirdim ve onları da pişen buğdayın içine kattım (suyu ile birlikte). Bütün malzemeleri ilave edip, bir çimdik tuzu ve bir tatlı kaşığı kadar tarçını da (çubuk tarçın da olabilir ama ben toz olarak ilave ettim) buğdaya ilave ettikten sonra yavaş yavaş arada tadını kontrol ederek şekerini ilave ettim. Çok tatlı olana kadar ekledim (soğuyunca tadı biraz daha azalıyor çünkü). Toplamda tam 1 kg şeker eklemiş oldum. Ve karıştırarak pişirmeye devam ettim.

Aşurenin kıvamı bence tamamen sizin isteğinize kalmış. Eşim çok sulu sevmediği için ben biraz daha katı yaptım. Tadını devamlı kontrol ettiğim için şeker malzemelere iyice geçtiğinde altını kapatıp kaselere aldım. Süslemek için üzerine tarçın, ceviz, fındık, küp küp doğranmış kuru incir ve gün kurusu kayısı koyup servise hazır hale getirdim.

Not: Biz kuş üzümü sevmediğimiz için eklemedim ama siz ekleyebilirsiniz.

Afiyet olsun :)





21 Kasım 2012 Çarşamba

Hoşgeldin TOLUNAY :)


Bu kurabiyeleri ailemize yeni katılan yeğenim TOLUNAY için yaptım. Farklı illerde olduğumuz için hastane çıkışına yetişemedim, ama geçen hafta yıllık izine ayrılıp bebişi görmeye gittik eşimle birlikte :)   Giderken de sürpriz olarak bebek kurabiyeleri yapıp götürdüm tabi... Anne ve babasına, vatanına, milletine ve kendine hayırlı bir evlat olması dileğiyle, ailemize hoşgeldin TOLUNAY :)












6 Kasım 2012 Salı

Kakaolu sade kek (iki renkli)


Benim kekleri ne kadar çok sevdiğim malum... “Ne yapsam?” diye düşündüğümde aklıma gelen ilk şey hep kek yapmak olur. Hemen hemen her çeşidini severim, ama çocukken anneannemin yaptığı bol fındıklı kekin yeri bir başkadır. Eşim fındıklı kek sevmediği için bizim evde pek yapılmaz. Ama yakında memleketimizden gelen taze fındıklarla ben de güzel bir fındıklı kek yapacağım :)   Bu sefer paylaşacağım kek, kakaolu ve sade kek karışımı. Bu keki de geçenlerde kalorifer için gelecek ustaları saatlerce beklerken yaptım. Kekin o güzel kokusu öyle güzel yayıldı ki her yere alt kattaki komşu teyze bile camdan “Kokuttun her yeri, pişince isterim” dedi :)  Tabi pişince hemen kendisine taze taze bir tabak verildi. Altı üstü bir kek tarifi vereceğim, lafı fazla uzattım :)   Şimdi geçelim tarife...

Malzemeler:
  • 2 adet yumurta
  • 1,5 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilin
  • 1-1,5 yemek kaşığı toz kakao
  • 3 su bardağı un

Yapılışı:

Yumurta ve şekeri çırpalım. Daha sonra sıvıyağı ilave edip, 1-2 dakika daha çırptıktan sonra yoğurdu da ekleyelim ve şeker iyice eriyene kadar çırpmaya devam edelim. Un, kabartma tozu ve vanilini birlikte eleyelim ve karışıma ilave edip iyice karıştıralım. Yağlayıp unladığımız kek kalıbımıza karışımın yarısını dökelim. Karıştırma kabında kalan karışıma da kakaoyu ekleyip çok az çırpalım ve kakaolu karışımı da diğer karışımın üzerine dökelim. Alttan üste doğru dairesel hareketlerle karışımı alacalı rengine kavuşturalım. Son olarak, önceden ısıtılmış fırında (keke batırdığımız kürdan temiz çıkana kadar) pişirelim.

Afiyet olsun...

1 Kasım 2012 Perşembe

3-2-1 poğaçası :)

Adı çok değişik değil mi?.. İlk duyduğumda çok şaşırmıştım ama meğer adı malzemelerinin miktarından geliyormuş. Bu tarif sayesinde çok kısa sürede harika kabaran mis gibi poğaçalarınız olabilir. Bazı haftasonları kahvaltı için poğaça yapmak istiyordum ama mayalanması zaman aldığı için yapamıyordum (sabırsız biri olduğum için bekleyemiyordum da diyebiliriz). Artık kahvaltı sofraları için çarçabuk yapabileceğim harika bir tarifim oldu :)   İnanın nasıl kabardığına hayret edeceksiniz (ben pişerlerken fırının önünden alamadım kendimi). Mutlaka deneyin pişman olmayacaksınız...

Malzemeler:
  • 3 paket kabartma tozu
  • 2 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • Tuz
  • 4 su bardağı kadar un
  • 1 su bardağı kadar galeta unu

    İç malzemesi için;
  • Peynir, kaşar, zeytin, kıyma vs.

Yapılışı:

Yoğurt, kabartma tozu, tuz ve sıvıyağı birlikte karıştıralım. Unu da azar azar ilave edip yoğurmaya başlayalım. Kulak memesi kıvamında ama hafif ele yapışan bir hamur olacak. Hamurdan mandalina büyüklüğünde bezeler alıp avuç içimizde açalım ve iç malzemeden koyup kapatalım. Hamuru tekrar yuvarlayıp galeta ununa bulayalım ve yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye dizelim. Tüm hamurumuz bittikten sonra tepsimizi önceden ısıttığımız fırında hamurların üstü kızarana kadar pişirelim.

Not: Poğaçalar fırından yeni çıktığında çok daha güzel ve pofuduk oluyor. Bir gün sonra ilk yapıldığındaki gibi olmuyor, ama ısıtıp yerseniz ilk günkü tadı bulabilirsiniz.

Afiyet olsun :)