20 Aralık 2012 Perşembe

Supangle (ev yapımı)

Haftasonu ailece dışarıda güzel bir kahvaltı yaptık :)   Arada hep birlikte birşeyler yapmayı seviyorum... Kahvaltıdan sonra tatlı olarak supangle yerken bu tatlıyı neden evde denemediğimi düşündüm ve eve gelir gelmez ilk işim internetten supangle tariflerini araştırmak oldu. Birkaç tarife baktıktan sonra kafamda bir standart belirleyip yaptım supangleyi... Lezzet olarak dışarıda yediklerimizden hiç farkı olmayan bir tat çıktı ortaya :)   Bu tarifle içinde katkı maddeleri olmayan sağlıklı ve leziz bir tatlı yapmak mümkün... Bu arada, malesef kış geldiğinden bu yana istediğim gibi resimler çekemiyorum. Resimler için lütfen kusuruma bakmayın. İşte gerekli olan malzemeler ve tatlımızın yapılışı...

Malzemeler:
  • 4 su bardağı süt
  • 1 su bardağı şeker
  • Yarım su bardağı un
  • 4-5 tatlı kaşığı kakao
  • 80 gr. bitter çikolata
  • Bir kaç dilim kek (kaselerin dibine koymak için)

Yapılışı:
Bitter çikolata haricindeki tüm malzemeyi tencereye koyup orta ateşte sürekli karıştırarak pişirmeye başlayalım. Hafif kaynayınca çikolatalarımızı da ilave edip karıştırmaya devam edelim. Kaynadıktan ve koyu bir kıvam aldıktan sonra ocağın altını kapatalım. Bu arada kaselerin tabanına koyduğumuz birer dilim keki sütle hafif ıslatalım ve üzerlerine bir kepçe yardımı ile supanglemizi paylaştıralım. Son olarak soğuduktan sonra üzerine hindistan cevizi, fındık, fıstık veya krema ile süsleyerek servis edebilirsiniz.

Not: Bazı tariflerde yumurta da koymuşlardı ama ben koymadım ve bence hiç de gerek yok.

Afiyet olsun...


3 Aralık 2012 Pazartesi

Kavurma...

Bu tarif epeydir bekliyor yayınlanmak için ama malesef araya başka tarifler girdi, kısmet bugüneymiş :)  Et yemekleri ile aram çok iyi olmadığından mıdır artık bilemiyorum ama et pişirmeyi tam anlamıyla beceremiyorum :)   Kendimce en kolay yolu, düdüklüye koyup haşlamak... Ne yazık ki ciddi bir demir eksikliği sorunum olduğu için bu aralar sık sık tüketmem gereken yiyecekler arasında et. Bir çok erkek gibi eşim de ete ve özellikle de kavurmaya bayılır. Benden kavurma yapmamı isteyince “Yapabilir miyim acaba?” diye endişelenirken, gerçekten en az annemin yaptığı kadar lezzetli bir kavurma çıktı ortaya :)   Benim gibi et pişirme konusunda acemi olanlara bir faydası olursa ne mutlu bana...

Malzemeler:
  • Yarım kilo kusbaşı dana eti
  • Sıcak su
  • 1-2 yemek kaşığı tereyağ
  • Tuz

Yapılışı:
Öncelikle etimizi tencereye koyalım ve kısık ateşte suyunu salıp çekene kadar pişirelim. Suyunu çektikten sonra hala pişmemişse biraz sıcak su ekleyip pişirmeye devam edelim. İstediğimiz yumuşaklığa geldiğinde tereyağını ilave edip kavuralım. Son olarak tuzunu da ekledikten sonra ocağımızı kapatabiliriz.

Afiyet olsun...




29 Kasım 2012 Perşembe

Aşure...

Evet, Muharrem ayı yani nam-ı diğer aşure ayı geldi... Eşim ve ben aşureyi gerçekten çok seviyoruz. İki senedir aşure yapıyorum ve hatta bu sene fazla fazla yapıp babamla memleketim Ordu'ya bile gönderdim :)
Buyurun aşure tarifine...






Malzemeler:
  • Yarım kilo buğday
  • 1 su bardağı nohut
  • 1 su bardağı fasulye
  • 1 çay bardağı kuru üzüm
  • 6-7 adet kuru incir (biraz daha konabilir ama rengini karartır diye beni korkuttukları için ben az koydum)
  • 200 gr kadar kuru kayısı (gün kurusu ve kükürtlü dedikleri sarı olanı karıstırarak yaptım)
  • Bir çimdik tuz
  • 1 tatlı kaşığına yakın tarçın (Pişerken buğdayın içine konulacak)
  • Su
  • 7-8 adet karanfil
  • 1 kg şeker
  • İsteğe göre 1-2 çorba kaşığı gül suyu (ben koymadım)

Yapılışı:
Bir gece önceden buğdayı suya koydum. Ertesi gün akşam işten döndüğümde (yaklaşık 20 saat kadar suda kaldı buğday, ama 8-9 saat yeterli olacaktır) suyunu değiştirip üzerini dört parmak geçecek kadar su ile ateşe koydum. Ara ara karıştırarak pişirmeye başladım ve suyu azaldıkça da sıcak su ilave ettim. Yaklaşık olarak 1 saat 15 dakikada buğdaylar pişti. Ondan sonra, içine nohut ve fasulyeleri ilave edip 5-10 dakika kadar daha pişirmeye devam ettim.

Bu arada küp küp doğradığım kayısıları, incirleri ve kuru üzümleri bir kaç sefer yıkadım ve ayrı bir tencerede incir, kuru kayısı, kuru üzüm ve karanfilleri üzerini çok az geçecek kadar su ile bir taşım pişirdim ve onları da pişen buğdayın içine kattım (suyu ile birlikte). Bütün malzemeleri ilave edip, bir çimdik tuzu ve bir tatlı kaşığı kadar tarçını da (çubuk tarçın da olabilir ama ben toz olarak ilave ettim) buğdaya ilave ettikten sonra yavaş yavaş arada tadını kontrol ederek şekerini ilave ettim. Çok tatlı olana kadar ekledim (soğuyunca tadı biraz daha azalıyor çünkü). Toplamda tam 1 kg şeker eklemiş oldum. Ve karıştırarak pişirmeye devam ettim.

Aşurenin kıvamı bence tamamen sizin isteğinize kalmış. Eşim çok sulu sevmediği için ben biraz daha katı yaptım. Tadını devamlı kontrol ettiğim için şeker malzemelere iyice geçtiğinde altını kapatıp kaselere aldım. Süslemek için üzerine tarçın, ceviz, fındık, küp küp doğranmış kuru incir ve gün kurusu kayısı koyup servise hazır hale getirdim.

Not: Biz kuş üzümü sevmediğimiz için eklemedim ama siz ekleyebilirsiniz.

Afiyet olsun :)





21 Kasım 2012 Çarşamba

Hoşgeldin TOLUNAY :)


Bu kurabiyeleri ailemize yeni katılan yeğenim TOLUNAY için yaptım. Farklı illerde olduğumuz için hastane çıkışına yetişemedim, ama geçen hafta yıllık izine ayrılıp bebişi görmeye gittik eşimle birlikte :)   Giderken de sürpriz olarak bebek kurabiyeleri yapıp götürdüm tabi... Anne ve babasına, vatanına, milletine ve kendine hayırlı bir evlat olması dileğiyle, ailemize hoşgeldin TOLUNAY :)












6 Kasım 2012 Salı

Kakaolu sade kek (iki renkli)


Benim kekleri ne kadar çok sevdiğim malum... “Ne yapsam?” diye düşündüğümde aklıma gelen ilk şey hep kek yapmak olur. Hemen hemen her çeşidini severim, ama çocukken anneannemin yaptığı bol fındıklı kekin yeri bir başkadır. Eşim fındıklı kek sevmediği için bizim evde pek yapılmaz. Ama yakında memleketimizden gelen taze fındıklarla ben de güzel bir fındıklı kek yapacağım :)   Bu sefer paylaşacağım kek, kakaolu ve sade kek karışımı. Bu keki de geçenlerde kalorifer için gelecek ustaları saatlerce beklerken yaptım. Kekin o güzel kokusu öyle güzel yayıldı ki her yere alt kattaki komşu teyze bile camdan “Kokuttun her yeri, pişince isterim” dedi :)  Tabi pişince hemen kendisine taze taze bir tabak verildi. Altı üstü bir kek tarifi vereceğim, lafı fazla uzattım :)   Şimdi geçelim tarife...

Malzemeler:
  • 2 adet yumurta
  • 1,5 su bardağı şeker
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilin
  • 1-1,5 yemek kaşığı toz kakao
  • 3 su bardağı un

Yapılışı:

Yumurta ve şekeri çırpalım. Daha sonra sıvıyağı ilave edip, 1-2 dakika daha çırptıktan sonra yoğurdu da ekleyelim ve şeker iyice eriyene kadar çırpmaya devam edelim. Un, kabartma tozu ve vanilini birlikte eleyelim ve karışıma ilave edip iyice karıştıralım. Yağlayıp unladığımız kek kalıbımıza karışımın yarısını dökelim. Karıştırma kabında kalan karışıma da kakaoyu ekleyip çok az çırpalım ve kakaolu karışımı da diğer karışımın üzerine dökelim. Alttan üste doğru dairesel hareketlerle karışımı alacalı rengine kavuşturalım. Son olarak, önceden ısıtılmış fırında (keke batırdığımız kürdan temiz çıkana kadar) pişirelim.

Afiyet olsun...

1 Kasım 2012 Perşembe

3-2-1 poğaçası :)

Adı çok değişik değil mi?.. İlk duyduğumda çok şaşırmıştım ama meğer adı malzemelerinin miktarından geliyormuş. Bu tarif sayesinde çok kısa sürede harika kabaran mis gibi poğaçalarınız olabilir. Bazı haftasonları kahvaltı için poğaça yapmak istiyordum ama mayalanması zaman aldığı için yapamıyordum (sabırsız biri olduğum için bekleyemiyordum da diyebiliriz). Artık kahvaltı sofraları için çarçabuk yapabileceğim harika bir tarifim oldu :)   İnanın nasıl kabardığına hayret edeceksiniz (ben pişerlerken fırının önünden alamadım kendimi). Mutlaka deneyin pişman olmayacaksınız...

Malzemeler:
  • 3 paket kabartma tozu
  • 2 su bardağı yoğurt
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • Tuz
  • 4 su bardağı kadar un
  • 1 su bardağı kadar galeta unu

    İç malzemesi için;
  • Peynir, kaşar, zeytin, kıyma vs.

Yapılışı:

Yoğurt, kabartma tozu, tuz ve sıvıyağı birlikte karıştıralım. Unu da azar azar ilave edip yoğurmaya başlayalım. Kulak memesi kıvamında ama hafif ele yapışan bir hamur olacak. Hamurdan mandalina büyüklüğünde bezeler alıp avuç içimizde açalım ve iç malzemeden koyup kapatalım. Hamuru tekrar yuvarlayıp galeta ununa bulayalım ve yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye dizelim. Tüm hamurumuz bittikten sonra tepsimizi önceden ısıttığımız fırında hamurların üstü kızarana kadar pişirelim.

Not: Poğaçalar fırından yeni çıktığında çok daha güzel ve pofuduk oluyor. Bir gün sonra ilk yapıldığındaki gibi olmuyor, ama ısıtıp yerseniz ilk günkü tadı bulabilirsiniz.

Afiyet olsun :)

22 Ekim 2012 Pazartesi

Revani

Geçenlerde marketten hazır paketlerde satılan revanilerden aldım. Pek çok şeyi hazır ürünlerle yapmak ya da hazır almak yerine, kendim yapmaya çalıştığım için pek cazip gelmiyordu ama denemek için bir paket aldım ve haftasonu yaptım. Sonuç tek kelime ile harika oldu :)   Yapımı da o kadar basit ki acil misafir geldiğinde hemen yapılabilir. Tadı da gerçekten çok güzel. Tarife birebir uyarsanız bir sorun yaşayacağınızı zannetmiyorum. Ben tarife aynen uydum, hatta ilk başta şerbeti gözüme çok geldi ama hepsini koydum ve neredeyse şerbetin tamamını çekti. Şerbeti çektikçe şişti ve harika bir görüntü aldı. İşte resimleri...



 

10 Ekim 2012 Çarşamba

Pudingli muffin...


Yine harika bir kek tarifi vereceğim sizlere... Bu da yine uzun zamandır denemek istediğim ama hep ertelediğim tariflerden biriydi. Aslında ilk önce “Hünerli Bayanlar”da görmüştüm pudingli keki ve çok ilgimi çekmişti, ayrıca çok da güzel olabilirdi. Bloglarda gezinirken “Mutfak Sırları”nda da benzer bir tarif gördüm... Geçen akşam hasta ziyaretine giderken hazır alacağımız şeyler yerine ev yapımı mis gibi bir kekin daha makul olacağına karar verdim ve bu nefis kekleri yaptım. Kek gerçekten lezzetli, ama bana biraz kuru oldu gibi geldi. Eşimse çok beğendi. Daha sonra muzlu pudingle falan da denemek istiyorum. Eminim o da çok güzel olacaktır. Nilay Hanım’ın tarifini margarin kısmı dışında aynen uyguladım...



Malzemeler:
  • 3 yumurta (ben 2 yumurtadan yaptım)
  • 1 su bardağına yakın toz şeker
  • Yarım su bardağından biraz fazla Terem yağ (ben aynı ölçüde fındık yağı kullandım)
  • Yarım su bardağı süt
  • 1 paket kakaolu puding
  • 2,5 su bardağı un
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • Üzeri için damla çikolata (bence içine de koyun, şahsen ben bir sonraki sefer içine de damla çikolata koyacağım)


Yapılışı:


Şeker ve yumurtayı, şeker tamamen eriyene kadar çırpalım. Daha sonra, süt ve yağı ilave edip çırpmaya devam edelim. Un, toz puding, kabartma tozu ve vanilyayı da ekleyerek iyice karıştıralım. Hazırlanan hamuru muffin kalıplarına paylaştıralım ve son olarak üzerine damla çikolata serpiştirelim. Önceden ısıtılmış fırında pişirelim. Pişip pişmediğini kürdan testi yaparak kontrol edebilirsiniz.

Afiyet olsun :)


3 Ekim 2012 Çarşamba

Hamayili börek

Bu tarifi Pelinchef sitesinde görmüştüm ve denemek istiyordum. Ama bu yaz bir rehavet çöktüğü için üstüme sürekli erteliyordum. Sonunda geçen akşam kendime gelip denedim tarifi. Gerçekten harika kabarıyor, inanılmaz lezzetli ve bir o kadar da hafif bir börek. Yapımı da son derece pratik. Denemenizi şiddetle tavsiye ederim. Fotoğraf makinamın şarjı bittiği için yapım aşamasında resimlerini çekemedim. Piştikten sonra telefonumdan çekebildim sadece ve bu tarifi daha fazla bekletmeden sizlerle bir an önce paylaşmak için sabırsızlandım. O yüzden resimler için özür dilerim ama ilk fırsatta daha güzel resimler çekip güncelleyeceğim. Yapım aşamasındaki resimlere www.pelinchef.com adresinden ulaşabilirsiniz. Bu arada, tarif Emine Beder’e aitmiş. Tarif için Pelin hanım’a ve Emine Beder’e teşekkürler. Şimdi gelelim tarifimize...

Malzemeler:
  • 3 adet yufka
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1,5 su bardağı süt (bence 1 su bardağı yeterli oluyor)
     İçi İçin;
  • Beyaz peynir
  • Maydonoz (ben koymadım)
  • 1 adet yumurta akı

Yapılışı:
Öncelikle, yufkayı tezgaha serelim ve üzerine süt, yumurta akı ve sıvıyağdan hazırlamış olduğumuz sosumuzdan sürelim. İkinci ve üçüncü yufkaları da üst üste koyup sostan bolca sürelim. Yufkaları karşılıklı kenarlarından kare olacak şekilde kapatalım ve yine sostan sürelim. Bu sırada peynir, maydonoz ve yumurta akını karıştıralım ve yufkanın üzerine eşit miktarda yayalım. Yufkamızı tekrar çapraz köşelerden tutup zarf şeklinde kapatalım. Ve birleşme yerlerinden keselim. Önce 4, sonra 8 adet üçgen elde edeceğiz. Son olarak, 8 adet üçgeni tekrar üçgen olacak şekilde kesip toplamda 16 adet üçgen elde edeceğiz. Hazırladığımız börekleri buzdolabı poşetine koyup buzlukta 6-7 saat bekletelim (ben bir gece beklettim). Buzluktan çıkarttığımız börekleri yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizelim ve üstlerine yumurta sarısı sürüp önceden ısıtılmış fırında pişirelim.

Afiyet olsun...

21 Eylül 2012 Cuma

Bozcaada...

Biraz geç kalmış bir yazı... Yoğunluktan ancak fırsat bulabildim, ama olsun :)  Adı bile güzel adanın... Bozcaada’ya ilk olarak 2008 yılında balayına gitmiştik ve Ada’ya hayran kalmıştık eşimle. Gerçekten insanları, sokakları, evleri, üzüm bağları, yemekleri, heryeri, herşeyi ayrı güzel. Ve tabi şarapları... :)  Artık büyük şehirlerde bulamayacağınız birçok güzellik mevcut adada... Samimiyet, sıcaklık, doğallık, insanlık, komşuluk vs... Bizim ikinci memleketimiz gibi oldu resmen. Tatil planı yaparken önceliğimiz hep Bozcaada oluyor. Orada olmayı seviyoruz ve artık hiç yabancılık çekmiyoruz orada.

Bu yıl tatilimizi yine Bozcaada'da geçirmeye karar verdik ve bu sefer çok daha güzel vakit geçirdik. Hatta Risus Otel'in sahibi Ünzile Hanımla tanışma fırsatımız oldu. Gitmeden önce rezervasyon yaptırmak için otel ararken telefonda konuşmuştum kendisiyle. O kadar güzel bir enerjisi varki telefondan bile kanım ısındı kendisine. Ama otellerinde bizim gideceğimiz tarihlerde hiç yer kalmamıştı. Eşimle adanın sokaklarında gezerken Risus Otel'i gördük ve ben içeri girip tanışmak istedim. Hiç yanılmamışım, bizi o kadar iyi karşıladılar ki sanki yıllardır birbirimizi tanıyorcasına samimiyetle sohbet ettik :)  Hatta Ünzile hanım ertesi gün bizi kahvaltıya davet etti ve giderken bize kendi yaptığı domates ve incir reçelinden hediye etti. Bu arada, otellerinin konumu ve ortamı gerçekten çok güzel. Kaleye bakan çok şirin bir terası ve kahvaltı için güzel bir avlusu var. Kısacası kendinizi evinizde hissedebileceğiniz kadar sıcak ve samimi bir ortam var gerçekten. Ve kesinlikle gitmenizi, o tatlı insanlarla tanışmanızı tavsiye ederim. Şahsen biz bir sonraki gittiğimizde oradan başka bir yerde kalmayı düşünmüyoruz.

Kendilerine bize gösterdikleri sıcak, samimi davranışlarından, ikram ettikleri lezzetli kahvaltıdan ve hediye ettikleri güzel reçellerden ötürü çok çok çok teşekkür ediyorum... 








14 Eylül 2012 Cuma

Kına gecesi kurabiyeleri...

Bu kurabiyeler de yine iş yerinden arkadaşım ve adaşım sevgili Selin’in kına gecesi için yapılıp teslim edildi. Üç farklı etiket istediği için etiketleri karışık kullandık. Kendisine bir ömür boyu mutluluklar diliyorum...

Not: Etiket tasarımları, benden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen canım arkadaşım Zeynep’e ait (kendisi organizasyon, etiket vs. konularda tek kelime ile profesyonel ve benim gibi destek olduğu o kadar çok kişi var ki...) Zeynepciğim'e de bir kere daha buradan desteği için çok çok çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsın :)